titanic ve diğer batık gemiler hakkında

29 Ağustos 2009 Cumartesi

Tamam bu blog Clive Cussler'a adanmış değil ama ben kendisini çok sevdiğim için konu dönüp dolaşıp ona geliyor. Evet dün gece yine sabaha kadar oturup Clive amcanın teee 1970li yılların sonunda yazdığı Raise The Titanic, türkçeye çevrildiği adıyla Titanik'i okudum. Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim ki Clive amcanın kitaplarını çevirenlerin ve yayınevlerinin garip bir espri anlayışı var. adı Sahara olan kitabın adını uzatıp "Sahrada Ayak Sesleri" yapıyorlar, Raise The Titanic gibi uzun bi adı kısaca Titanik diye çevirmekte beis görmüyorlar. Zaten kitabın ilk baskıları Altın Kitaplar tarafından Lanetli Gemi adıyla ve başka bir çeviriyle yayınlanmış. Benim elimdeki Remzi Kitabevi tarafından yayınlanmış 3. baskısı.



Bu kadar laf salatasından sonra, gelelim kurgu ile gerçekler arasındaki farklara...


Titanik dediğimiz gemi batığı, 1985 temmuzuna kadar keşfedilmemişti. Bizim adına Titanik dediğimiz kitap ise 70'lerin sonunda yazılmıştı. Yani bilgi yanlışları olması doğal. O zamanlar bu dev geminin tek parça halinde battığına inanılıyordu ve bu nedenle de kitap bu varsayım üzerinden şekillenmişti. Efsanevi kahramanımız Dirk Pitt, kendisinin ikinci takımının beşinci golünü atarak Titanik'i tek parça halinde çıkarıyor, ancak hikayemiz bununla bitmiyordu.


Gerçekte ise, gemi iki parça halinde batmış. Üstelik, iki parça arasında yaklaşık 500 metre bir mesafe var. Kitapta gemi pas tutmamış, güverte ve iç kısımları gayetle sağlam kalmış iken gerçekte böyle bir şey söz konusu değil tabii. Gemi perişan vaziyette. Sanırım da birkaç sene içersinde kaybolup gidecekmiş. Halbuki milattan öncesine ait tahta gemiler sapasağlam kalabiliyorlar. Mukadderat...


Efenim tüm bu bilgileri, Secrets of Titanic isimli national geographic belgeselinden öğrendim. Adamlar her konuya olduğu gibi bu konuya da el atmışlar. Yalnız belgeseli ben pek beğenmedim. Daha uzun olabilirdi. Titanic'in son gecesi hakkında daha çok bilgi verilebilirdi. Mesela Titanic'in nasıl battığına dair üç boyutlu grafikler, maketler gösterilmemişti. Hakkında üretilen teoriler ve gerçeklerden bahsedilmemişti. Battığı yer tam koordinatlarıyla belirtilmemişti vs. Hülasa, beğenmedim efenim.


Boş bir vaktiniz olursa, kitabı okumanızı ve belgeseli bulup seyretmenizi tavsiye ederim ama. Her şeye karşın Titanic ile ilgili hikayeler, geminin kendisi kadar büyüleyici.

0 yorum:

babamın radyosu