mr darcy ve aşk üzerine

29 Mart 2010 Pazartesi

Sınavların başlaması ile birlikte içime bir kuşku ve korku çöktü. Bu arada havanın güzelleşip güneşin açması ise anlamsız bir şaka gibi geliyor. Bahar yorgunluğu dediğimiz zımbırtı üstüme üstüme çökerken, sokaklarda elele gezen çiftler, damlarda sabaha kadar miyavlayan kediler ve daha bir sürü şey insanı iflah olmaz bir melankoliye sürüklüyor. İçimdeki tüm sevgi pıtırcıklarını sikme isteği ile sevgi pıtırcığı olma arzusu ölümcül bir dövüşe tutuştu. Pek uzun sürmedi tabii, sevgi pıtırcığı olma arzusu baharın da desteğini alarak pıtıcık sikme arzusuna fatality çekti. Forza pıtırcıklık!

En nihayetinde bu akşam, bakkala gidip karamelli çikolatalı dondurmamı alıp adsız bir sürü dvd arasından Bbc'nin "Aşk ve Gurur"unu bulup Bridget Jones pozisyonu aldım. Bir süre izledikten sonra da sevgilimden ayrılıp bekar ve tasasız hayata geri dönmeye, yalnız ama dostlarıyla mutlu olmaya karar verdim. Aşk ve Gurur'u neden çok sevdiğimi hatırladım.

Kitabı ilk kez ingilizce hazırlıktayken okumuştum. Of nereden baksak on sene olmuş. Pek tabii ki o 50-60 sayfalık ingilizce özet beni kesmemişti. Hemen kütüphaneye koşmuş, kitabı üç kere hatmetmiş, iade ederken de ağlamaklı olmuştum. Sonrasında çeşitli kereler kütüphanelerden ödünç alarak tekrar tekrar okudum, hemen  hemen tüm versiyonlarını (film, dizi vs) izledim. Şu hayatta aşkta mutlu olamamamın tek sebebinin Mr Darcy sendromu olduğunu farkettim.

Ne kadar gözümüzde büyüttük erkekleri, sırf belki içlerinden biri bay Darcy gibidir, mükemmeldir, yakışıklı, zeki, nazik, romantik, zengindir diye... Oysa daha kitapta, Lizzy söylemiyor muydu "öyle bir kadın yok" diye. Evet, ideal kadın yoktu. Miss Bingley ona inanmadı, arkasından çok doğru bir söz etti: "Elizabeth Bennet," said miss Bingley, when the door was closed on her, "is one of those young ladies who seek to recommend themselves to the other sex by undervaluing their own; and with many men, i dare say, it succeeds. but, in my opinion, it is a paltry device, a very mean art" 


Aslında sırf bu cümle bile bir insanın Pride&Prejudice fanatiği olmasına yeter. Çok, çok doğru bir söz. Ama söylendiği yer yanlıştı belki de, zira Darcy ayarı vermiştir Miss Bingley'ye. Erkeklere kendilerini iyi göstermek için hemcinslerini aşağılayan kadınlar demek ki 200 yıl önce bile varmış. Ancak Lizzy, orada hemcinslerini aşağılamıyor, bir gerçeği dile getiriyordu. Mükemmel kadın yoktu. Mükemmel erkek de öyle. Bu idealar aleminden bir an önce çıkıp elimizdekinin kıymetini bilmeliydik belki de. Ama o idealar alemi çok güzel. Mr Darcy gibi mükemmel bir erkeğin bana aşık olması fikri çok harika, her ne kadar ben öyle bir erkeği haketmesem de. Mr Darcy ile kıyaslayınca, insan birlikte olduğu erkeği değersiz, aptal ve duygusuz bir varlık gibi görüyor. Aşık olmadığını düşünüyor. Saygı görmediğini farkediyor. 


Hem 2005'teki holywood versiyonu hem de Bbc'nin dizisinde, Lizzy de çok yüzeysel biri gibi gösteriliyor. Sanki Darcy'ye onca malı mülkü gördükten sonra, sevmediği halde evet demiş gibi. Oysa Lizzy önce saygı duydu Darcy'ye. Kendi ön yargılarını yırtıp da objektif bir şekilde baktığında, onun saygın ve iyi biri olduğunu gördü. Kendi gördüğü Darcy'yi değil, başkalarının ona anlattığı Darcy'yi sevdi. Başkalarının gözünden onu görünce, kendi gözündeki imgesi de değişti. Bu imgeyi sevdi. Gerçekten de, Mr Bennet'ın da dediği gibi daha az değerli bir adam için Lizzy vazgeçilebilir değildi. 


Babası Lizzy'den daha az değerli biri için vazgeçemiyorsa, ben niye kendimden daha az değerli biri için vazgeçeyim? Neden beni yeterince sevmeyen, beni yeterince koruyup kollamayan, bana huzur ve güven vermeyen, bana istediğim gibi bir hayatı sağlayamayacak birine kalbimi veriyim? Neden ideallerimden bir erkek için vazgeçeyim? Neden? Neden daha azıyla yetineyim? Bir baba kızından daha az değerlisi için vazgeçemiyorsa, bir kız neden daha azıyla yetinsin? Evet, Mr Darcy sendromu aşk hayatımı sikip atıyor kabul ediyorum. Ama saygı duymadığın ve sana saygı duymayan biriyle olmaktansa, yalnız olmak daha güzel. 



1 yorum:

Adsız dedi ki...

Günümüz 2018'de buraya yorum atmak ne kadar mantıklı ve siz siteye hâlâ giriyor musunuz bilmiyorum ama.. Aradan 8 yıl geçmiş olmasına rağmen yazmaktan alıkoyamadım kendimi. Mr Darcy bazılarımız için hâlâ yaşıyor diyebilirim. Ve sizin yazın 8 yıl sonrasına da ulaşabiliyor. Bilmenizi istedim..

babamın radyosu